Son günlerde artan dolandırıcılık haberlerine bir yenisi daha eklendi. Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden birinde sahte bir medyum, haksız yere elde ettiği kazançlarla dikkatleri üzerine çekti. Üzerinde “büyü var” diyerek kapıyı çalan dolandırıcı, insanların korku ve endişelerinden faydalanarak haksız gelir elde etmekteydi. Bu olay, dolandırıcılıkların nasıl bir boyuta ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi.
İlk olarak, sahte medyumların nasıl çalıştığına ve hangi yöntemlerle kurbanlarını avladıklarına bakalım. Dolandırıcı, internet üzerinden ya da arkadaş tavsiyeleriyle kendisine ulaşan kişilere, aslında gerçek olmadığını bildiği bazı “özel yetenekler” sundu. Zihin okuma, geleceği görme gibi olağanüstü güçler iddia eden bu kişiler, insanların en zayıf noktasından, korkularından faydalanarak onları manipüle ediyordu.
Kurbanlarıyla özel bir bağ kurduklarını, kişiyle ilgili detayları bildiklerini söyleyerek güven kazanan sahte medyum, kısa süre içerisinde onları ikna etti. İlk etapta, küçük miktarlar ile başlayan dolandırıcılık süreci, kişilerin güveninin artmasıyla büyük meblağlara ulaşmakta. “Büyü var” ifadesi ile insanların paniğe kapılmasını sağlayarak, çeşitli para talepleriyle beraber kurbanlarını geçim kaynağı haline dönüştüren sahtekar, yüzlerce insanın mağdur olmasına neden oldu.
Durumun ciddiyetini anlayan yerel güvenlik güçleri, bu sahte medyum hakkında geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Özellikle mağdurlardan alınan şikayetler doğrultusunda, dolandırıcının kimliğine ve adresine ulaşıldı. Medya aracılığıyla yapılan açıklamalar ve vatandaşların dikkatli olmaları yönündeki uyarılar ile birlikte, pek çok kişi dolandırıcının tuzağına düşmeden kurtulmuş oldu. Ancak, yine de bazı mağdurlar yaşadıkları olayları anlatmaktan çekinmiş, utanma hissiyle suçluluk duymuşlardı.
Uzmanlar, bu gibi dolandırıcılıklara karşı dikkatli olunması gerektiği konusunda kamuoyunu bilgilendiriyor. Sahte medyumların yanı sıra, benzer dolandırıcılık yöntemlerinin çeşitli versiyonları, diğer alanlarda da karşımıza çıkıyor. İnternet üzerinden yapılan reklamlar, sosyal medya ve çeşitli platformlarda sahte ürünler ya da hizmetler sunan dolandırıcılar, insanların güvenini kötüye kullanabiliyor. İnsanların bu tür durumlarda daha dikkatli ve bilinçli olmaları gerektiği sıkça vurgulanıyor.
Sahte medyum olayının bir diğer çarpıcı yanı ise, dolandırıcıların kendilerini gizlemek için ne kadar ileri gidebildiği. Bazen, dolandırıcılar kurbanlarının aile üyeleri ya da arkadaşları gibi davranarak, güven kazanmayı hedefliyor. Buna ek olarak, dolandırıcılık makinası halinde işleyen bu kişiler, sosyal mühendislik taktikleri ile insanların zihinlerinde korku ve belirsizlik yaratarak, onlardan para talep ediyor. Yani, dolandırıcılığın sadece fiziksel bir hareketten ibaret olmadığını, aynı zamanda duygusal bir manipülasyon süreci olduğunun altını çizmek gerekiyor.
. Sahte medyum olayı, sadece dolandırıcılık açısından değil, aynı zamanda sosyal dayanışma ve destek açısından da önemli bir anekdot niteliği taşıyor. Mağdurlardan bazıları, yaşadıkları durumu etraflarındaki insanlarla paylaşarak, benzer durumlara düşmemeleri adına öned ile bilinçli olmalarını sağladı. Bu şekilde, toplum içindeki dayanışma ve destek ortamı güçlendi.
Özetle, sahte medyum olayı günümüzde dolandırıcılığın boyutunu ortaya koyarken, bu tür durumlarla karşılaşmamak için bireylerin dikkatli ve bilinçli olması gerektiğini bir kez daha vurguluyor. Toplum olarak, bu tür dolandırıcılıklarla mücadele etmek ve farkındalık yaratmak, hepimizin ortak sorumluluğudur.