Günlük hayatın karmaşası içinde karşılaştığımız zorluklar ve sorumluluklar, çoğu zaman bizleri zorlayabilir. Klinik psikologlar, bireylerin sorumluluktan kaçma davranışlarının arkasındaki nedenleri anlamak için derinlemesine analizler yapmaktadır. Bu yazıda, bir klinik psikologun; sorumluklarını yerine getirmekte zorlanan, kaçış yollarını tercih eden bireylerin psikolojik durumunu ele alacağız.
Sorumluluk, hayatın her alanında karşımıza çıkan ve dolayısıyla kaçmak istediğimiz bir kavramdır. İş, aile, sosyal yaşam gibi pek çok alanda bizim üzerimizde bir baskı oluşturan sorumluluklar, bazen gözümüzü korkutabilir. Psikologlar, bu tarz kaçış davranışlarının altında genellikle bir korku durumunun yattığını belirtmektedir. Bireyler, başarısızlık korkusu, yetersizlik hissi veya eleştirilme kaygısı gibi durumlarla karşılaştıklarında, sorumluluk almayı istemeyebilirler. Böylece, rahatlamak ve kendilerini korumak adına çeşitli bahaneler bularak sorumluluklarından uzaklaşırlar.
Örnek olarak, iş hayatında bir projeyi zamanında yetiştiremeyen bir birey, bu durumu stresli bir durum olarak değerlendirebilir. Bu tür düşünceler, kişiyi işten kaçınmaya veya görevlerini yerine getiremeyen bir konuma düşürmeye itebilir. Sonuç olarak, birey kendisini bir döngü içerisinde bulur; sorumluluklardan kaçtıkça, hedeflerine ulaşması zorlaşır ve bu da gereksiz bir kaygıya yol açar. Psikologlar, bu döngünün kırılması için bireylerin öz farkındalık kazanmalarını ve kendileriyle yüzleşmelerini önermektedir.
Kendimizle yüzleşmek, sorumluluklarımızdan kaçışımızı anlamak adına önemli bir adımdır. Kimi insanlar, hayatında karşılaştıkları zorluklardan kaçmanın yollarını geliştirirken, bu süreçte kendilerini kaybettiklerini fark edemezler. Bu durum, zamanla daha büyük bir sorun haline gelebilir. Psikologlar, bireylerin kendi ihtiyaçlarını, korkularını ve isteklerini anlamalarına yardımcı olmak için çeşitli yöntemler kullanmaktadır.
Mindfulness teknikleri, kişilerin anda kalmalarına ve düşüncelerini daha sağlıklı yönetmelerine yardımcı olan etkili bir yöntemdir. Ayrıca, kişisel gelişim seminerleri ve destek grupları, bireylerin duygu ve düşüncelerini paylaşabilecekleri ortamlardır. Sorumluluktan kaçmamıza sebep olan duygusal problemlerin, başkaları ile paylaşılması; bu yükün hafiflemesi anlamında oldukça faydalıdır. Özellikle, destek almakta zorlanan bireyler için, bir psikologun desteği çok kıymetlidir.
Ayrıca, bireylerin kendi hayatlarına dair hedefler belirlemeleri, kaçış stratejilerinin önüne geçebilecek önemli bir adımdır. Küçük adımlarla başlayarak, hedefe ulaşmak için mutlu ve sağlıklı bir yolculuk başlatabilirler. Bunun yanı sıra, başarmış olduğumuz her küçük başarı, öz güvenimizi artırır ve sorumluluk duygusunu güçlendirir. Görülen o ki, sorumluluktan kaçış değil, bu sorumlulukları kabul etmek uzun vadede kazandıran bir yolculuktur.
Sonuç olarak, bireylerin sorumluluktan kaçmak için buldukları yollar, çoğu zaman kendilerine zarar veren döngülere neden olur. Klinik psikologların danışmanlıkları sayesinde, bu döngünün kırılması mümkündür. Kendini tanımak, öz farkındalık kazanmak ve sorumluluk almak; kişinin ruhsal sağlığı açısından son derece önemlidir. Kendinden kaçan bireylere önerilen bu yöntemler, içsel huzurlarını bulmalarına ve hayatta daha sağlam adımlar atmaları adına ışık tutacaktır. Unutulmamalıdır ki, sorumluluk almak sadece birey değil, aynı zamanda toplum için de önemli bir gereklilik ve sorumluluktur.