Narin Güran cinayeti, geçtiğimiz yıl Türkiye gündemini sarsan olaylardan biri oldu. Genç yaşta hayatını kaybeden Güran’ın cinayeti, toplumda büyük tepkilere ve sorgulamalara yol açtı. Yargıtay, uzun süren yargılama sürecinin ardından, cinayetle ilgili verilen cezalara ilişkin bir tebliğname yayımladı. Bu tebliğnamede, üst mahkemenin durumu değerlendirdiği ve cezaların onanmasına yönelik gerekçeleri ortaya koyduğu açıklandı. Kayıplarını unutamayan aile ve dostları için bu karar, önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Narin Güran, 2022 yılında, İstanbul'un merkezlerinden birinde, bir arkadaş ortamında çıkan tartışmanın ardından cinayete kurban gitti. Olayın hemen ardından polis ekipleri, cinayeti işleyen bazı şahısları hızla yakaladı. Genç kadının hayatını kaybettiği anlar, kamera kayıtlarına yansıdığı için, olayın hukuki boyutu da net bir şekilde ortaya kondu. Olayın ardından adli süreç başlatıldı ve sanıklar, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sürecin sona ermesinin ardından, mahkeme sanıklara hapis cezası verdi. Ancak verilen cezaların yeterli olup olmadığı, toplumda birtakım tartışmalara sebep oldu. Bu bağlamda, Yargıtay’ın verdigi kararın toplumda geniş yankı bulacağı açıktır.
Yargıtay’ın tebliğnamesi, verilen cezaların onanması yönünde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Yargıtay, tebliğnamesinde, mahkeme sürecinin adil bir şekilde yürütüldüğüne, verilen cezanın nesnel bir gerçeklik taşıdığına ve olayı derinlemesine ele aldığını vurguladı. Ayrıca, toplumsal bağlamda kadına yönelik şiddetin önlenmesi adına bu kararın emsal teşkil edebileceği düşünülüyor. Kadına şiddet konusu, günümüzde Türkiye’deki en önemli sosyal sorunlardan biri haline gelmiş durumda. Yargıtay’ın bu kararının, toplumda bir bilinç oluşmasına ve benzer vakalarla ilgili daha aktif bir yargılama süreci yürütülmesine zemin hazırlayabileceği umuluyor.
Bunun yanı sıra, Narin Güran’ın cinayeti sonrası sosyal medyada geniş bir kampanya başlatıldı. Didem, inci, Elif gibi çeşitli sosyal medya hesapları aracılığıyla kadına yönelik şiddete karşı bir farkındalık yaratmaya yönelik paylaşımlar yapıldı. Yakınları ve arkadaşları, Narin’in anısını yaşatmaya ve toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele etmeye devam ediyor. Yargıtay kararının ardından, bu mücadele daha da güçlü bir hale gelecek gibi görünüyor. Narin’in öldürülmesi, toplumun sessizliğini bozmuşken, Yargıtay tarafından verilen bu karar da bir nevi “artık yeter” deme cesaretini simgeliyor.
Sonuç olarak, Narin Güran cinayeti, sadece ailesini değil, tüm toplumu derinden etkileyen bir trajedi. Yargıtay’ın tebliğnamesi, bu acının hafiflemesine belki de yardımcı olabilir. Ancak, nihayetinde asıl mesele, benzer vakaların yaşanmaması için sürdürülecek çabanın ne denli etkili olacağıdır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması için toplumsal bilinçlenmeye ihtiyaç var. Her bireyin bu konuda üzerine düşeni yapması, toplumsal cinsiyet eşitliği adına önemli bir adım olacak.