Son dönemde yaşanan ekonomik zorluklar, Türkiye'deki esnaf ve perakendecileri derin bir krizin içine itmiş durumda. Artan maliyetler, faiz oranlarındaki yükseliş ve alım gücündeki düşüş, özellikle küçük işletmeleri tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor. Bu bağlamda, esnaf ve perakende sektörü temsilcileri, yaşadıkları zorlukları aşabilmek ve sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmak adına devletin yeni yasal düzenlemeler yapmasını talep ediyor.
Ekonomik darboğaz, birçok işletme sahibinin kapanmasına yol açarken, ayakta kalmaya çalışan esnaflar, dayanışma içerisinde bu sürecin aşılması için çeşitli taleplerde bulunuyor. Öncelikle, esnaf ve perakende sektörü, kira artışlarını kontrol altına alacak tavan fiyat uygulamasının hayata geçirilmesini istiyor. Bu talep, yüksek kira bedellerinin yanı sıra kiracıların karşılaştığı maddi yükün azaltılması açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca, devlet destekli düşük faizli kredi imkanlarının artırılması, esnafın nakit akışını sağlamasına yardımcı olacak bir başka talep olarak öne çıkıyor.
Esnaf ve perakendecilerin bu talep ve ihtiyaçları doğrultusunda, ESNAF ve Perakendeciler Derneği (EPD) tarafından bir araya getirilen veriler, sorunun boyutunu gözler önüne seriyor. Yapılan araştırmalar, son bir yılda esnafın %65'inin iş hacminde ciddi bir düşüş yaşadığını ve birçok işletmenin kapanma riskiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. EPD Başkanının da ifade ettiği gibi, “Eğer devletimiz bu konuda adım atmazsa, sadece esnaf değil, tüm ekonomimiz büyük bir tehdit altında kalacak.”
Hükümet yetkilileri, esnaf ve perakendecilerin taleplerini dikkate alarak, çeşitli ekonomik reformların yollarını aradıklarını belirtse de, bu önlemlerin ne zaman hayata geçirileceği konusunda net bir takvim sunmuş değil. Gelişmeler, birçok esnafın 2024 bütçe görüşmeleri ve ekonomik istikrar paketleri üzerinde yoğun bir şekilde sohbet etmesine neden oluyor. Esnafın ekonomik sıkıntıları, yalnızca kendi iş alanlarını değil, aynı zamanda tedarik zincirlerinden gelen diğer sektörleri de dolaylı olarak etkilemektedir.
Ekonomik kriz, yerel ve ulusal düzeyde birçok işyerinin kapanmasına neden oldu. Kapanışlar, artan işsizlik oranlarıyla birlikte toplumun her kesimini etkileyerek sosyal bir probleme dönüşme riski taşıyor. Dolayısıyla, bu sadece bir sektöre ait sorun değil, tüm toplumun refahını tehdit eden bir durum. İşletmelerin yeniden yapılanmasının yanı sıra, çalışanlara yönelik sosyal destek programlarının da hayata geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, esnaf ve perakende sektörü temsilcileri, yaşadıkları ekonomik zorlukların üstesinden gelebilmek ve sektörün sürdürülebilirliğini sağlamak adına acil yasal düzenlemelerin gerekliliğini vurguluyor. Bu süreçte, hem hükümete hem de iş dünyasına önemli görevler düşüyor. Esnaf, dayanışmayı güçlendirmenin yanı sıra, devlet destekli çözümlerin bir an önce hayata geçirilmesini bekliyor. Eğer bu talep ve görüşler göz ardı edilirse, Türk ekonomisinin bu kesiminde kalıcı hasarların yaşanması kaçınılmaz olabilir.