Her bir fotoğraf, bazen bir anıyı, bazen de bir duyguyu ölümsüz kılan bir zaman kesitidir. Bazı insanlar ise bu kesitleri daha da özel kılarak, hayatlarına anlam katar. 55 yıl önce, bir abla sevgisiyle hediye edilen bir fotoğraf makinesi, bugün birçok kişi için ilham kaynağı olmayı sürdürüyor. İşte, bu 55 yıllık tutkunun arka planında yatan hikaye.
Ülkede sanatçılar arasında saygın bir yere sahip olan Mehmet, küçük yaşlarda ablasının hediye ettiği ilk fotoğraf makinesiyle tanıştı. O günden sonra hayatının akışı tamamen değişti. Ablasının ona bu makineyi verirken 'Hayallerini yakala!' dediği sözü, Mehmet’in ilham kaynağı oldu. O an, küçük bir çocuğun gözünde büyük bir dünya açıldı; imgelerin, renklere ve duygulara dair anlatımlarına odaklandı. İlk başta sadece çevresindeki doğayı, arkadaşlarını, aile üyelerini çekmekle başladı ancak zamanla bu hobi, onun kariyeri haline geldi.
Yıllar geçtikçe Mehmet, kendini fotoğraf sanatında geliştirmek için çeşitli kurslara katıldı, ustalarla tanıştı ve dünyaca ünlü fotoğraf sergilerine katıldı. Her sergide, ablasının ona hediye ettiği o makinenin ruhunu yaşatmaya çalıştı. Kendi tarzını ve bakış açısını oluşturarak, sokaklardan, doğaya, portrelerden sanatsal çalışmalara kadar birçok alanda kendini gösterdi. 1970’lerin başında katıldığı ilk yarışmada genç yaşta ödül alarak bu sanatı daha fazla ciddiye alması gerektiğini fark etti. O andan itibaren, daha önce sadece bir hobi olan fotoğrafçılık, onun için bir yaşam tarzı haline dönüştü.
Mehmet, fotoğrafçılığındaki ilerlemelerini ablasıyla paylaştı. Onun destekleri, bu yolculukta büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Zamanla, fotoğrafçılıkla ilgili dersler vermeye başladı ve gençlere ilham kaynağı oldu. "Ablamın hediyesini yalnızca bir fotoğraf makinesi olarak görmedim; o, yeni ufuklar açan bir kapının anahtarıydı," diyor Mehmet. Bugün, onun yarattığı eserler sadece birer görüntü değil, aynı zamanda duygusal bir bağ oluşturuyor. İzleyicilerine dünya hakkında düşündürücü sorular sormakla kalmıyor, aynı zamanda bir şeylerin zamanla nasıl değişebileceğini, yaşamın geçici doğasının güzelliklerini gösteriyor.
Fotoğrafçılığı bir sanat olarak değil, bir tutku olarak gören Mehmet, ablasının hediye ettiği makineyle başlayan bu yolculuğu, bir hayat dersiyle pekiştiriyor: "Hayatta en önemli olan şey, ilham alabileceğin kaynakları bulmak ve bunları hayatına dahil edebilmektir." Şimdi, birçok genç sanatçıya ilham kaynağı olan Mehmet, hayatını sanatıyla birleştirerek, başkalarına da ilham vermeye devam ediyor.
Sonuç olarak, görüntülerle dolu bir yaşamın nasıl başladığını ve sevdiğimiz insanların desteğiyle hayallerimizi nasıl gerçeğe dönüştürdüğümüzü gösteren Mehmet, ablasının hediye ettiği o basit fotoğraf makinesinin ruhunu canlı tutmaya devam ediyor. Her fotoğrafında, izleyicileri hem düşündürmek hem de hissettirmek amacıyla işler yaratıyor. Bu 55 yıllık tutku, geçmişten gelen bir sevgi ve desteğin ne kadar güçlü olabileceğinin somut bir göstergesi olarak, fotograflarında yaşamaya devam ediyor.